Galiba Dünyanın Sonuna Kaldık

Galiba dünyanın sonuna kaldık
Gelin belli deǧil kız belli deǧil
Ne nasihat duyduk ne öǧüt aldık
Sohbet belli deǧil söz belli deǧil

Dünya güzellendi tadı kalmadı
İnsanın edebi udu(1) kalmadı

Günahın sevabın adı kalmadı
Hakikate giden iz belli deǧil

Aylarca yol çeken develer atlar
Onları kurtardı bu ferasetler(2)
İnsanlar yol için taktı kanatlar

Yokuş belli deǧil düz belli deǧil

Hasta gönlün tedavisi zoraldı(3)
Gizli sır kalmadı Âşikâr(4) oldu

İrenkler çoǧaldı boya bozuldu
Kumaş belli deǧil bez belli deǧil

Veysel nene gerek dünyanın hali
Kimi hasır dokur kimisi halı
Tam çalgıya karıştırdık kavalı
Davul belli deǧil saz belli deǧil

1: Ud: 1. Utanma, sıkılma. 2. Gönül borcu. 3. Suç, günah.

2: Feraset: Anlayış, seziş, sezgi; çabuk seziş, anlayış.

3: Zorlandı: Zorlaştı.

4: Âşıkâr: Açık.

Geri Ey Hocam Karışma Hikmetullah’a