Bahar gelir gudurursun
Kızılırmak seni seni
Ne uyursun ne durursun
Kızılırmak seni seni
Gelin yedin kızlar yedin(1)
Nice ela gözler yedin
Seksen doksan yüzler yedin
Kızılırmak seni seni
Gençler yersin goca yersin
Gündüz yersin gece yersin
Hakim benden sormaz dersin
Kızılırmak seni seni
Yakının var ıraǧın var
Zemheride(2) bir çaǧın var
Bir de buzdan tuzaǧın var
Kızılırmak seni seni
Atı sürdü Mehmet Özbek
Yüzü tutmuş sanki buz bek(3)
Az kaldı ki ola helâk
Kızılırmak seni seni
Parça parça etsem seni
Fabrikaya tutsam seni
Deniz olsan yutsam seni
Kızılırmak seni seni
Üzerine köprü kursam
Arzun yerine getirsem
Seni Cehennem’e sürsem
Kızılırmak seni seni
Söyle Veysel sözü sana
Yılda kıyan üç beş cana
Selleri eylen mahana(4)
Kızılırmak seni seni
1: Günümüzde olduǧu gibi köprülerin olmadıǧı zamanlarda gerek seller nedeniyle, gerek yıkılan köprüler nedeniyle Kızılırmak çok canlar almış, onlarca aǧıtın yakılmasına neden olmuştur. Bunlardan biri Âşık Veysel’in de yaşadıǧı Emlek Yöresindeki bir Kızı- lırmak köprüsü ile ilgilidir. Bu köprü, Yozgat’tan bir gelin alayı geçerken yıkılmış. “Altı kardeş idik bindirdik ata / Hürü’yü yolladık üç köyden öte / Kızılırmak’a varınca oldu bir hata / Nettin Kızılırmak allı gelini / Nasıl aldın allı pullu gelini” sözleri ile başlayan aǧıt, bu olayı hikâye etmektedir. Konu ile ilgili bir başka örnek, Gelin Ayşe Aǧıtıdır: “Koyun gelir yata yata / Çamurlara bata bata / Gelin Ayşe suya gitmiş /( Ilgınları) Yosunları tuta uta…”
2: Zemheri: 22 Aralık – 31 Ocak arasındaki çok soǧuk günler, karakış.
3: Bek: Katı, sert, saǧlam. [Şarkışla’dan Sivrialan’’a giderken, şimdiki Ortaköy Kaplan Deresi yakınında bulunan Kızılırmak köprüsünden geçilmektedir. Köprünün olmadıǧı zaman kışın buz tutan Kızılırmak üzerinden yayan veya atlar ve kızaklarla geçilmekteydi. Anılan yere köprü yapılmasında Âşık Veysel’in bu türküsünün katkısı olmuştur.]
4: Mahana: Bahane; sudan sebepler yaratma sanatı.